Hırsızlık,
Rüşvet,
İltimas,
İrtikap,
Suiistimal,
Görevi kötüye kullanma,
Yada
Gerektiği gibi görev yapmama,
Veya
Yapıyormuş gibi davranıp görevi savsaklamak gibi eylemleri gördüğü halde etkili yetkili gözler, sırf
kurumu yıpratmamak adına bazen yöneticilerinin bir çok şeyini görmezler ülkemizde, görseler de
maalesef bir süre sessiz kalmayı tercih ederler!..
Bu gibi durumda da,
Sanır ki herhangi bir devlet kurumunda yönetici olan o kişi,
“kurum baba mirası, dileğimce kullanabilirim!”
Halbuki;
Yazı var güzü var,
Her türlü hesabın günü var,
Vakti gelmeyince kuş uçmazımış,
Sürtse de masada, hesapsız kasabın bıçağı kesmezimiş..!
Ne bilsin adem-i beşer,
Devlet canlıdır.
Heyecanlıdır!
Hafızası var,
Hesapçıdır.
Keser döner, sap döner,
Gün gelir hesap döner,
Ve
O hesap da Kuruşu kuruşuna alınır veraset sahibinden!..
O misal;
Kimseyi bir şeyle suçlamak değildir niyetim yada o boyutta değilim şimdilik,
Ama
Ümit Nuri Kocaballı ve merhum eşi Mehcure Kocaballı önderliğinde 1999 depreminden sonra
Kırıkkaleden başlattığımız “Kızılay da” yenilik ve temiz eller hareketi ile bir çok “kaşarlaşmış” isimden
Türkiye Kızılay derneği genel merkezini temizlemiş, bu temizliğin büyük oranda tabana yayılmasını
sağlamıştık.
Kurum yıpranmasın
Ama
Gördüğümü de yazmadan geçemeyeceğim maalesef!..
Her Türk vatandaşı ana rahmine düştüğü gün Türkiye Kızılay derneğinin doğal üyesidir,
Tüm hizmetler gönüllülük esasına dayalıdır, başta başkan olmak üzere hiçbir yönetici hizmetinden
dolayı “maaş, huzur hakkı, harcırah, yol peyi vesaire adı altında para” alamaz. Bağışlar, bağışçının
şartı doğrultusunda kullanılır;
nokta!..
Kızılay,
Din-mezhep-ırk-siyaset cinsiyet, gözetmeksizin her Türk vatandaşının ortak malıdır, yine nokta.
O nedenle;
Hiçbir yönetici başta başkan olmak üzere, Kızılay amblemini kendi ikbali yada yakınları, veya herhangi
bir partinin mensubunun menfaati, siyasi yada ticari geleceği için kullanamaz, kullanırsa suçtur, bu
gün bazı gözler yumuksa da o suça, yarın açılır ve hesabı tek tek sorulur.
Birinci derecede deprem kuşağında olan Kırıkkale yaşayanı olarak ben, Kızılay Kırıkkale şubesinden
afet anında nerde toplanmamız gerektiğini, kaç çadırımızın olduğunu, yiyecek-giyecek stoklarımızın
durumunu, ilk yardım ve enkaz kaldırma işi ile ilgili ne kadar insana ne kadar süreyle eğitim verdiğini
falan yada bu minvalde yapılan çalışmaları öğrenmek isterim…
Lakin duyumlarımlarıma göre bizim başkan,
Özellikle ve hassasiyetle siyasettin dışında tutulması gereken ve göz bebeğimiz olan HİLAL-İ AHMER’i
belediye başkanlığı ikbali için kullanmaya çalışıyor…
Olmaz!..
O broşürler ona buna, şunu bunu yaptık yerine, insanları olası depreme hazırlamak için olmalıydı.
Kızılayın görevleri arasında tarihi turistik gezi yaptırmak, ona buna bisiklet alıp bisiklete bindirmek, tur
düzenlemek-market açmak yoktur, olsaydı şayet hiçbir bağışçı bunun için malını mülkünü-parasını
piresini bağışlamazdı.
Kısaca demem o ki;
Çarşı Pazar herkesin dilinde Kızılay Kırıkkale de şu an siyasetin merkezi ve bu merkez de başta
broşürler ve Kızılay kesesinden yapılan yardımlar olmak üzere herkes sayın başkanın olası AKP
Kırıkkale belediye başkan adaylığı için çalışıyor…
Konuşulan bu çarşıda...
Göreve henüz başlayan sayın valimizin veya Kızılay genel merkezinin bu duruma ivedilikle bir göz
atması gerektiğine inanıyorum.
Çünkü Kızılay, Türkiye demektir,
Türkiye ise hepimiziz...