Ahmet yeşil


KEMAL KILIÇDAROĞLU!..

KEMAL KILIÇDAROĞLU!..


Sanaldan tarihe meraklı birilerinin her ne kadar getirip getirip İstanbul’un fethi olan 1453 tarihine
bağlasa da arada ki oy farkını,
1989 nüfusuna göre Kırıkkale için çok da fazla olmayan 250 gibi bir oy aralığı ile MHP adayı Hayati
Karayol’a kaybetmişti belediye başkanlığı seçimini SHP adayı Sahir Koçak.
İddialıydı,
Kesin gözü ile bakılıyordu seçilmesine…
Hatta
O kesindi de,
Belediye meclis üyeleri kimlerden oluşacaktı,
Kavgaya konu olan asıl mesele buydu..!
O gün partinin etkili gücü Keskinliler Kırşehirlilerle iş birliği yapmış,
Ön seçimle belirlenen listenin ilk 15’e kadar olan sırasının tamamını yerli, yabancı ve Alevi kesimi
ekarte ederek almışlardı.
Ve sonuç!..
Çoğunluğu SHP’nin listesinden giren Keskinli ve Kırşehirli belediye meclis üyeleri oldu
Ama
SHP’nin belediye başkan adayı Sahir Koçak 250 oy farkla kaybetti.
İlk şaşkınlık atlatıldıktan sonra Sahir Koçak benim de aralarında olduğum yerli, yabancı ve alevilerden
oluşan insanlarla mini bir toplantı yaptı partili bir arkadaşın ofisinde…
Ve
O toplantıda “arkadaşlar yılgınlık, umutsuzluk, tembellik bizim işimiz değil, şimdiden daha kararlı ve
daha hırslı bir şekilde bu gün yaptığımız hatalardan da ders çıkararak önümüzdeki seçime
hazırlanmalıyız” dedi.
Işıklarda uyusun,
Adı boyundan büyük olan, partinin Dikmenli küçük Ziya abisi,
“Sahir Sahir” diyerek ayağa kalkıp ünledi!..
Ben dedi;
“65 yaşında Denek dağına Tavşan avına çıktım.
Vurdum,

Kemerime takıp haneme getirdim.
Derisini yüzdüm,
İç organlarını temizledim,
Tencereye koyup salçasını yağını tuzunu baharatını ekleyip pişirdim.
Hane halkını sofra başına toplayıp servisi yapmıştım,
Ki tam,
Birileri gelip o sofraya bir tepik atıp benim bin bir emekle hazır ettiğim her şeyi darmadağın etti.
Dediğim gibi, ben 65 yaşındayım. Bu saatten sonra ne Denek dağına gidebilirim, ne o Tavşanı
vurabilirim, ne temizleyebilir, ne pişirebilir nede hane halkını toplayıp servis edebilirim. Her ne
yapıyorsan kendi başına yap bundan sonra, etliye sütlüye bulaştırma ben gibileri” dedi.
O misal;
Yaş olmuş 75, sevgili Kemal Kılıçdaroğlu!..
Tavşan vurulup pişirilip sofraya servis edilmişken birilerinin tepik atıp sofranın devrilmesine müsaade
etmişsen, ki öyle oldu;
Bu saatten sonra senden ne bu millete, ne devlete nede başında olduğun partiye hiçbir fayda
gelmez…
Haaa!..
Diyorsan ki,
Ben ve benim sayemde CHP’nin kazanımları ile elde edilmiş koltuklara yapışmış insanların çıkarı her
şeyden üstündür, o zaman da biz yoğuz abicim. Bundan sonra her ne yapıyorsan sadece kendine ve
yandaşlarına yapıyorsun;
Bizden buraya kadar!..