Ahmet yeşil


KATİLİN OĞLU!..

KATİLİN OĞLU!..


Seksen yedi sene kaldığı fani dünyada, öldüğü güne kadar baktı kendine,
Bakımlıydı.
Ayna-tarak cebinde,
Sakal günlük traşlı,
Ve
Saç boyalıydı hep...
Allah için paspal,
Günlük hırpani giysilerle gören olmadı çarşıda pazarda kendini…
Cumartesi yok-Pazar yok,
Gömlek-kravat,
Süs mendilli ceket üstünde,
Çeşit çeşit, renk renk boyalı ayakkabı ayağındaydı sürekli.
İlk okul mezununa göre bilgiliydi.
Dünyadan haberdar,
Kendisi tarihti zaten.
Dili sevgi yüklüydü!..
Nüktedan,
Darb-u-mesel ve hiciv ustası,
Türkü söyler gibi gelirdi teşbihte hata olmasın deyip anlattıkları karşısındakine.
O zamanın şartların da zar zor bitirmiş ilk mektebi,
Geçim derdi,
Aile yardımı,
Biraz da kendi haylazlığından okuyamamış daha ilerisini
Ama
Hayatın kendine öğrettikleri,
Kendinin hayatına katkılarıyla harmanlanmış bilgisiyle değme üniversite mezunlarını cebin de gezdirir
hale gelmiş.

Hülasa;
Güzel adamdı namı değer, Kırıklı Katilin oğlu Mustafa Yücel dayı.
Seksen yedi yaşında öldü, öldüğü güne kadar hayal kurmaya devam etti.
Ah bir orta mektep diploması olsaydı!..
Üstüne,
Lise,
Hele bir de üniversite diploması olsaydı resimli var ya;
Kendi deyimi ile Anasını ağlatırdı hem Türkiyenin hem dünyanın.
Kirman gibi çevirirken nicelerini,
Cebinde gezdiklerini de bir kazığa bağlardı.
Olmaz ya;
Kendisi baş değilse, baş olacağın akıl danesi olurdu kesin.
Yetişemedi zavallı!..
Gün onun günü,
Zaman onun zamanıydı.
Satar savardı tarlayı tapanı,
İpotek verirdi evi barkı,
Hiçbir şey bilemezse kefil ederdi gardaşı-yoldaşı- çocukluk arkadaşı Halil ağayı,
Alırdı o dört yıllık, üstü cillop gibi resimli diplomayı cinsine-cibiliyetine, bölümüne-şekline bakmadan.
Dedim ya!..
Erken gitti,
Yetişemedi günümüzün Türkiyesine,
Eğitimine,
Zahmetsiz diploma sahibi olma zamanına.
Eşşek gibi çalışma, çalışırken okuma, okurken dirsek çürütme, emek-zahmet-alın teri-koşma-
koşturmaca vardı onun zamanın da…
Onunsa,
Geçim derdinden ayıracak vakti yoktu okumaya…

Yazık!..
Gözü açık gitti garibim!..
NOT;
İstanbul dan aday adayı iken Kırıkkaleden aday olup bir dönemde AKP milletvekilliği yapan bir
siyasetçimiz için çok kıymetli bir kardeşim, o vekilken sosyal medyasında öz geçmişi eczacılık ön lisans
mezunu yazıyordu, şimdi İstanbul üniversitesi hukuk fakültesi yazıyor dedi. Balkanlarda okumuş,
denkliği İstanbuldan almış!.. birader soruyor, “abi bu adam hangi ara gitti, hangi ara dört yıl okudu,
hangi ara gelip de İstanbul hukuk fakültesinden mezun olup avukat cübbesi giydi, merakındayım ama
önemli değil, benim kendisinden ricam, Dayımın oğlu avrattan boşanıyor şu sıra, onun için bir
boşanma dilekçesi yazar mı bi öğreniversen sevaba girersin, dedi… elçiye zeval olmaz, o kendini tanır,
ben ileteyim dedim!..