Hayret!..
İnanılır gibi değil,
Çünkü,
Akıl alacak bir şey değil dedi sevgili Ümit Nuri Kocaballı abim gözlerini kocaman kocaman açarak.
“Bir insan dün itelediği,
Ötelediği,
Hizmetinden sual ettiği,
Hatta
Etmediğine dair sürekli eleştirdiği,
Yaptığını aşağıladığı,
Yapamadığını sorguladığı birini niye gündemde tutar,
Sahiplenir,
Onun adına hak aramaya çıkar, anlamış değilim!..”
Dedim abi;
Sen nerde yaşadığını,
Nerenin caddesinde-sokağında yürüdüğünü,
Havasını soluyup-suyunu içip,
Kimlerle selamlaşıp kimlere laf anlattığını biliyor musun, önce ona bakalım.
Burası Kırıkkale!..
Samimi olana sözüm yok
Lakin
Başka yerlerden ayrı olarak burada lafı-sohbeti-kalemi eline geçirmiş bazı insanlar, sabah kalktığın da
önce işaret parmağını ağzına götürüp ıslatır, sonra ayak parmaklarının üzerinde yükselerek
pencerenin dışına alabildiğine uzatır tükürükle ıslattığı o parmağını…
Maksat,
Rüzgarın nerden estiğini anlayabilmek.
O işlem bittikten sonra,
Durum,
Vaziyet,
Hal,
Şekil-şema,
Düşünce-fikir-söylem kendiliğinden gelişir zaten,
Ve
Nihayet gün başlamış olur ve eyleme geçilir sonucunda.
Taaa ki,
Bir sonra ki sabaha kadar.
Milletin derdi geçim abi...
Ev kirası,
Cep harçlığı,
Pazar,
Hatta
Kefen parası, kefen.
Bu durum parmak yalayan kişiliğin tını değil, derdi de değil.
Maksat Kırıkkaleye hizmet edenlerin isimleri yaşatılmak olsaydı bu gün bir bardak suda fırtına
koparanlar için, kendi arsasını da bağışlayan ve üniversitenin kurulmasının mimarı olan Hazım
Kutay’ın ismini bir yere koydurur ve yaşamasını sağlatırlardı, nerde onun ismi, anan var mı?
Yine, kendi arsası, kendi parası ve imkanları ile devlet hastanesi yapan Hidayet Doğruer’in ismine
sahip çıkılmaz mıydı maksat vefa ise bahse konu kişiliklerde…
Nerde şimdi o hastane ve Hidayet Doğruer ismi?
Dün cenazesi kalktı eski sağlık bakanı Halil Şıvgın’ın.
Allah gani gani rahmet eylesin Ali Koç Uzel abiye ama eski Bahşılı belediye başkanı Mehmet Dönmez
hayatta şükür ve şahittir Halil beyin Ali abiye sarf ettiği sözüne…
“Türkiye’nin neresine giderseniz gidin, hastane ve sağlık ocakların da muhakkak bir-iki Kırıkkaleliye
rastlayacaksınız” deyip, Kırıkkale’nin ilçelerine bile Sağlık meslek okulları açmıştı, nerde onun ismi?
Şahitsin;
Mehcure Kocaballı kapı kapı gezip topladığı bağışlarla Kızılay sağlık merkezi yaptı,
O merkez, Kırıkkale üniversitesine devredildi bir müddet sonra Tıp Fakültesi ve hastanesi kurulması
için ve ilk orda kuruldu Kırıkkale Üniversitesi Tıp fakültesi hastanesi rektör Tahsin Durlu ve Mehcure
hanımın gayretleriyle,
Nerde isimleri?
Tıp fakültesi, bir çok mühendislik fakültesi, güzel sanatlar fakültesi hep onun zamanında, onun
gayretleri ile kurulup geliştirildi ve bu gün KKÜ Türkiye de saygın bir üniversiteyse şayet, Tahsin Durlu
sayesindedir, ee! nerde ismi?
Yada
Hatırlayan var mı Allah aşkına?
İlk okul mezunu Mustafa Özbek dünyanın hatırını saydığı bir sendika kazandırdı hem şehrimize hem
ülkemize, okudun mu onun ismini herhangi bir işletmenin giriş kapısın da.
Yok!..
Halbuki,
Bu gün Kırıkkalenin nüfusu iki yüz bin civarın da
Ama
Türk Metal sendikası üye sayısı üç yüz bini çoktan aştı ve her şubenin başında da Kırıkkaleli bir başkan
var…
Eeee!
İsmine, manevi hatırasına sahip çıkanı gördün mü?
Yok!..
Kralların ressamı Rahmi Pehlivanlı’yı,
Dede toprağını beş köye paylaştıran Fikri Pehlivanlı’yı,
Bir çok nükteli anı sahibi Daldaloğlunu,
Ve
Daha nicelerini hatırlayan var mı Kırıkkaleye hizmeti geçmiş?
Yok!..
Peki Kırıkkale için Kıytırık dediği söylenen Beşir Atalay ismi niye bu gün yeniden köpürtülüp alavalayla
kendi isteği dışında savunulmaya çalışılıyor ki!?
!!!
Bence bir tek nedeni var abi!..
Sanırım Beşir Atalay yeniden AKP’ye dönüyor,
Hem de
Eskisinde daha güçlü ve daha etkili yetkilerle…
Yoksa,
Dün Beşir Atalay’ı iteleyenlerin bu gün sahiplenmesi boşuna değil, hayra alamet de değil, dedim.
Sustu, bu sefer de bana hayretle bakan gözlerle öylece kala kaldı kırk beş yıllık Kırıkkaleli sevgili Ümit
abim…