SP'DEN ANLAMLI AÇIKLAMA!

SP

 Saadet Partisi Kırıkkale İl Başkanı Faruk Vurgun 5 Ağustos Pazar günü tüm zalimlere lanet mitinginin ardından katılımcılara teşekkür etmek ve gündemi değerlendirmek için bir toplantı düzenledi.

 

UYARILARDA BULUNDU

Toplantıda Vurgun desteklerinden dolayı sivil toplum kuruluşları ve partililere teşekkür etti. Vurgun son günlerde artan Suriye sınırındaki olaylara saadet partisinin bakış açısını ve A.K.P Hükümetinin yetersiz yorumunu değerlendirip uyarılarda bulundu. Vurgun şunları söyledi; 80 yılda yapılamayanı yapmakla ve müthiş bir dış politika vizyonu koymakla övünen pek muhterem yetkililerimize Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir`in sözlerini okutmak ve "işte açılımınızın neticesi" demek gerek. Baydemir, güneydoğudaki Türk devletinin mevcudiyetini resmen ayaklar altına alarak "Yegâne yol bütün Ortadoğu coğrafyasında, Irak`ta olduğu gibi ya da benzeri İran`da da özerk Kürdistan olacaktır, Türkiye`de de özerk Kürdistan olacaktır, Suriye`de de özerk Kürdistan olacaktır" diyor. Nil`den Fırat`a olan bölgenin sınırları çekilirken, yerlere parke taşları döşenip çevre düzenlemesine bile geçilecek bu gidişle ve bu dış politika vizyonumuzla(!)”

 

EN GÜVENDİĞİMİZ İSİM DE BARZANİ

“Baydemir, işi daha da ileri noktaya götürüp özerk Kürdistan`ın başkentlerinin Suriye`de Kamışlı, Türkiye`de Diyarbakır, Irak`ta Erbil ve İran`da da Mahabad olduğunu söyleyebiliyor. Açıkça bir "Büyük Kürdistan" haritası çiziyor ve komşularla sıfır soruna kafayı takıp da sorunsuz komşusu kalmayan Türkiye`nin de bu gidişle yepyeni bir komşusu olacağa benziyor.  Türkiye`nin Kuzey Irak`ta bir Kürt devletine izin vermemesini ifade eden “kırmızı çizgileri” yerle yeksan eden stratejik derinliğin getirdiği nokta açık bir özerklik talebi ve açık bir bölünme manzarası maalesef. Gelinen noktada, bölgedeki en güvendiğimiz isim de Barzani. Varın siz düşünün halimizi.  Barzani kadar bile organize hareket edemeyen Türkiye, birkaç yıl öncesine kadar can ciğer olduğu Suriye diktatörüne kafa yorduğu kadar kendi asli meselesine kafa yormuş olsaydı, birdenbire ortaya çıkıveren "Kuzey Suriye" olgusu karşısında apışıp kalmaz, önceden tedbirini alabilirdi.

 

ANLAMAK BU KADAR ZOR MU

Ortadoğu coğrafyasında Batı ve ABD tezlerinin müdafii ve uygulayıcısı konumundan tornistan edip gerçek bir milli dış politika gütmüş olsa ve ABD`nin pompaladığı "Yeni Osmanlıcılık" saçmalığıyla boş hayallere dalmamış olsaydı, bugün İslam dünyasının ve dahi Türkiye`nin karşısındaki bir numaralı tehdit olan Büyük Ortadoğu (İsrail) Projesinde sıranın ennihayetinde kendisine geleceğini görebilirdi. Beyanatlara bakılınca bu yönde bir ışık yok maalesef. Anlamsız bir şekilde eylemler ve söylemler savunuluyor hâlâ. Suriye meselesinde iç savaşa götürecek olan bir seçeneğe oynamanın izahı hangi öngörüyle ve vizyonla yapılabilir acaba? Ortadoğu coğrafyasında yaşanan iç savaşların, karışıklıkların, sadece o ülkelerin toprak bütünlüğünü değil komşu olan ülkelerin toprak bütünlüğünü ve güvenliğini tehdit eder noktaya gelebileceğini anlamak bu kadar zor mu? Hele ki, Büyük Ortadoğu Projesi tam gaz ilerlerken, değişen sınırların yeni sınırların da değişmesini tetikleyeceği ve sıranın İran ve Türkiye`ye geleceğini görmek niye bu kadar zor?  Lozan`da yarım kalan hesabı kapatma fırsatına giderek yaklaşan ve Büyük İsrail`e doğru da koşar adım giden şer ittifakının işini kolaylaştırıyoruz sadece. Güneyimizde bela birdi, bu gidişle mütemadiyen artacak. Ta ki, asıl "büyük" bela başımıza çöreklenene kadar” dedi.