Hayırsa hayır,
Şerse şer,
“Sen istedin,
Allah da verdi isteğini” derdi rahmetli hacı babam.
Bu saatten sonra ağlamanın,
Sızlamanın,
Feveran edip ilenmenin kimseye ne bir faydası var, nede bir kimseye zararı kendinden başka…
Hele hele,
Sanal alemden,
Üstelik,
Oturduğun koltuktan klavyenin tuşlarına basarak “haydin arkadaşlar zincir kuralımda reis bize tıpkı
memur maaşlarında olduğu gibi yüzde otuz küsur zam,
Ve
Sekiz bin tl seyyanen açıktan para versin” demenin eskilerin deyimi ile “hoşaf soğutmaktan başka hiç
mi hiç ciddiyeti de yoktur, ehemmiyeti de.
Bir de,
Akıllı adamın söyleyeceği laflar değil bunlar.
Sen istedin emekli dayı,
Herifi boşayıp babanın,
Yada
Herifi öldürüp kocanın maaşını alan teyze,
Başta siz olmak üzere
Hepimiz istedik bu durumu…
Şimdi ise,
Ona buna,
Ota çöpe,
Ete ekmeğe üç kuruş “zam” gelince hort-zort etmenin,
İki damla göz yaşının ardına sığınarak dilenmenin,
Zahmet edip kıçını oturduğun koltuktan kaldırmadan bilgisayar başında zincir kurmanın hoşaf
soğutmaya bile faydası olmayacağını bilmen gerekir.
O nedenle, otur oturduğun yerde..!
Sen istedin,
sağ olsun,
Var olsun,
Allah uzun uzun
Ve
Mutlu ömürler versin,
Sevgili reisimizde bir buçuk ay önce oylarımızla onayladığımız
Ve
Daha çok Afgan-Pakistan ve Hintlinin gelmesi,
Suriyelilerin kalması,
Öğretmenlerin atanamaması,
Emeklinin Almanyanın kıskandığı hayatı yaşaması konusundaki politikalarına ziyadesi ile devam
ediyor,
Ve
Edecek sizin isteğiniz doğrultusunda.
Sağ olsun, var olsun, dünya durdukça Allah başımızdan eksik etmesin…