1 Kasım seçimi üzerinden kısa bir zaman geçti.
Herkes seçim sonucuna ilişkin bir şeyler söyleri ve halen de konuşuluyor.
Sonuçlara bakınca bu seçimi MHP ve HDP´nin kaybettiğini görüyoruz.
CHP kim ne derse desin yerinde saydı.
Hatta biraz oyunu artırdı, 2 de milletvekili fazla aldı 7 Haziran´a göre.
Bu onlar için bir kazanç olabilir.
Asıl kaybeden HDP´de değil, MHP oldu.
HDP ne olursa olsun barajı aştı.
Baraj onlar için bir başarı eşiğiydi ve bunu da başardılar.
****
MHP bir çok sebepten ötürü kaybetti.
Aslında Devlet Bahçeli´nin ?hayır? duruşu eleştirildi.
Ancak bu duruş doğruydu fakat doğruluğu izah edilemedi.
Ne yazık ki MHP, doğruluğunu anlatabilecek mecralara sahip değil.
Televizyon yok, gazete yok, haber siteleri yok, sosyal medya ağları yok.
Bunların hepsi var gibi de çok zayıflar, çok cılız ses çıkarıyorlar.
MHP´nin seçimi kaybetmesinin bir çok sebebi sayılabilir ama en büyük sebeplerden birisi ?hayır? mesajını ve duruşunu anlatamamak oldu.
Bunu da ancak basın ve medya yolu ile yapabilirdi, yapamadı.
Bu gidişle yapabileceğini de hiç sanmıyorum.
*****
AK Parti kazandı?
Kırıkkale´de de Türkiye´de de kazandı.
Hem de öyle böyle değil, yine rekor oyla.
Ramazan Can, Abdullah Öztürk ve Mehmet Demir´den oluşan liste ile tarihi bir başarıya imza attılar.
Ramazan Can artık herkesin yakından tanıdığı bir sima.
Abdullah Öztürk ise çok kısa sürede çok sevildi.
7 Haziran´da seçilememesi büyük üzüntüye yol açtı.
1 Kasım´da listeye girme sebebi 7 Haziran sonucudur.
Herkese kucak açan, 1 Kasım´dan sonra siyaseti bir kenara bırakan ve herkesin vekili olmaya namzet bir isim.
Bunu başaracağını da görüyorum.
Mehmet Demir ise artık bu işlerin uzmanı.
Son sırada girdiği listede seçimi Demir ile kazandı diyebiliriz AK Parti.
Başarı ortada?
7 Haziran sonucuna bakın, bir de 1 Kasım sonucuna.
Her ne kadar bu duruma genel siyaset anlayışı etki etse de, Mehmet Demir birkaç yüz oyla kazanmadı mı seçimi.
Kaybedebilirdi de!
Ama kendi çabası ile kazandı.
****
Yeni dönemin bu üç ismi Kırıkkale´nin yeni soluğu olacak.
Üçü de aslında mensubu oldukları partinin haricinde herkesin işini görebilecek yapıya sahip.
Parti ayrımı gözetmeksizin çalışacaklarını düşünüyorum.
Kendileri de zaten böyle mesaj veriyorlar.
Tabii bunu bize zaman gösterecek.
Ama kanaatim benim sahip olduğum görüşteki gibi hareket edeceklerine dairdir.
Seçimden önceki mesajları da, seçim sonrası verdikleri mesaj da bunu bize söylüyor.
*****
7 Haziran ile muhalefetin eline çok büyük bir koz geçmişti.
Ama bu kozu değerlendiremediler.
İlk sınavı aslında Meclis Başkanlığı seçiminde verdiler ve kaybettiler.
O sınavda bir ol yediler kalelerine.
Ardından koalisyon hükümeti seçeneklerinde bir gol daha yediler.
Seçim yenilgi veya galibiyet ise, ki öyle görünüyor, galip gelemediler.
Oyun kuramadılar.
Kurmak isterken oyunun içinde kaybolup gittiler.
MHP ne demek istediğini anlatamadı, CHP bocalayıp durdu, Meclis Başkanlığı seçiminde bir ittifak yapamadılar?
Eğer o ittifak yapılmış olsaydı, bugün belki de AK Parti bu başarıyı elde edemeyecekti.
Fakat muhalefet, 3 Kasım 2002´den önceki görüntüyü verince işler değişti seçmen nezdinde.
*****
Başta söyledim, MHP adeta tuş oldu?
Seçim sonrası anketlerde oyu yüzde 9´a kadar düşmüş görünüyor.
CHP yerinde sayıyor?
HDP´de oy kaybediyor ve barajın altında şu anda.
AK Parti yine yükselişte.
MHP´de artık kan değişikliği şart.
Tüm teşkilatlar için geçerlidir bu.
Ama vaziyet bunun olabileceğini göstermiyor gibi.
Bu çok yanlış?
Yenilenme lazım ama nasıl olacak bilemiyoruz.
Zor gibi görünüyor, bu zorluk Türkiye´nin kaderiyle oynamak denmek aslında.
Bunu da belirtmek gerekiyor.
*****
Ben AK Parti´nin seçim kazanan üç milletvekiline de başarılar diliyorum.
Tanıdığımız simalar.
Büyük ilgi gören isimler.
Mehmet Demir ve Abdullah Öztürk birkaç gündür hemen herkesi teşekkür toplantılarında buluşturuyor.
Bu toplantılar adeta miting havasında yapılıyor.
Hemen her kesimden bir çok tanıdık simayı görmek mümkün bu toplantılarda.
İşte bu bir başarıdır.
İktidar partisi bunu başardı.
Muhalefet ne zaman bu birlikteliği sağlar, kabuğunu kırar ve açılımını geniş tutarsa ancak o zaman söz sahibi olabilir.
Bunu da yapabileceklerinden emin değilim.
Şimdilik izleyip gelişmeleri takip edip duruma bakacağız.
Bakalım ne olacak?
