halil halat


Seçmen dedi ki!

Seçmen dedi ki!


 

1 Kasım seçiminin sonuçları başta AK Partililer olmak üzere herkesi şaşırtmış görünüyor.

Çünkü kimse böyle bir sonuç beklemiyordu.

Evet, AK Parti birinci parti çıkacaktı ama oyu en iyi ihtimalle, üstelik AK Parti´nin beyin takımına göre bile yüzde 43´ü bulmuyordu.

Sonuç, yüzde 49, neredeyse yüzde 50 çıktı.

****

Bilal Erdoğan´dan, Bülent Arınç´a, Ali Babacan´dan, Mehmet Ali Şahin´e ve hatta Başbakan Ahmet Davutoğlu´na göre bile (ki hepsinin bu konuda ?sonuç bizi de şaşırttı? türünden açıklamaları oldu) sonuç böyle beklenmiyordu.

Bu konudaki yanılgı sıcağı sıcağına anket şirketlerinin üzerine atıldı.

Şirketler özür diledi.

Bana göre burada özür dilenecek bir şey yok, buna aşağıda değineceğim?

Evet, sıcağı sıcağına top şirketlerin üzerine atıldı.

Zaman geçtikçe ve bu konu sorgulanmaya devam ettikçe sonuç şuraya çıkacak:

?Ya bu işte hile var ya da muhalefetin tutumu oyları zıplattı??

Not alın, kesinlikle buraya çıkacak sonuç.

Ki, dün bazı yerlerde gördüm, şimdiden ?Bu oylar ne çabuk sayıldı?? türünden hayıflanmalar başladı bile.

*****

Bu sıçramaya hile karıştı tartışmalarını şoku üzerinden atanlar devam edecektir.

Hile var veya yok, bilemiyorum?

Ama bir sıçrama söz konusu ki, öyle böyle değil.

Evet, oylar çabuk sayıldı?

Ama bir de işin öteki yüzü var.

Bu öyle bir yüz ki, o da öyle böyle değil.

İşte değineceğim konu da bu.

*****

Hile olduğunu varsayalım, ki Fuat Avni yapılacağını yazdı, hatta Kırıkkale´yi de kattı işin içine?

Oylar sıçradııı?

Buna AK Parti bile şaşırdı.

Kim ne yapabilir ki?

Hani nerede hile tesbit edildi de Seçim Kurullarına itiraz edildi?

Herkes sonucu kabullendi/kabullenmiş görünüyor.

Kırıkkale´de bile AK Parti üçüncü vekili 180 oyla kazandı.

İtiraz falan da olmadı.

Sonuç gördüğünüz gibi kabullenilmiş durumda.

O zaman biz hileyi değil, işin öteki yüzünü tartışacağız.

Yani bahsetmek istediğim konuyu?

*****

Şöyle bir giriş yapalım?

3 Kasım 2002 tarihinde Türkiye´yi seçime kim götürmüştü?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli.

Partisi barajın altında kaldı?

1 Kasım 2015 seçimine kim götürdü Türkiye´yi?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli.

Partisi neredeyse barajın altında kalıyordu?

Bu konuya Devlet Bahçeli´yi özellikle seçmedim.

Çünkü bu konunun hatta bu durumun öznesi Sayın Devlet Bahçeli.

Bu sonuçta eğer bir ?kurgu? var ise ister istemez Bahçeli´yi özne olarak almak durumundayız.

?Kurgu? diyorum çünkü bunun ne demek olduğunu anlatmaya çalışacağım, çünkü onlar anlatamadı, bunun da sebeplerini yazdım.

****

Bunun bir sürü nedeni var.

Mesela koalisyon seçeneklerine (bana göre duruş açısı ve partisinin ideolojik düşüncesi, kendi pozisyonu ve bakış açısı son derece doğruydu. Kan davalı olduğunuz biri ile ortaklık kurar mısınız? Üstelik barış etmemişseniz bile! Bahçeli buna zorlandı.) hayır demesi.

Seçenek çoktu ama son derece zorlayıcı ve bir kurgunun içine düşürülmüş durumdu, buna da razı olmadı.

Her ?hayır? deyişi, bunu kurgulayanları 1 Kasım´da çıkan sonuca içten içe, alttan alta biraz daha yaklaştırdı.

Oyun kurmaya, kurgulamaya çalışırken, kendisini bir oyunun ve kurgunun içinde buldu Bahçeli.

Ama siyaset böyle değil midir?

Oyun kurarsınız, kurgu yaparsınız, başarılı olursanız kazanırsınız, Bülent Arınç´ın deyimi ile ?siyaset ütmektir?, ütebilirseniz.

Bence AK Parti üttü?

Bahçeli istemeyerek de olsa ütüldü?

Sonuçta bugünkü vaziyet Bahçeli´nin eseri gibi görünüyor.

?Aynen de böyledir? diyebiliriz rahatlıkla?

Ve fakat, bu sonucu ne Bahçeli isterdi, ne partisi, ne de partisinin milletvekili adayları?

Bahçeli´yi de Türkiye´yi de bu sonuca getiren şey aslında güzel bir kurgu olarak görünüyor.

*****

Bahçeli 7 Haziran seçimlerinin gecesinde yaptığı açıklama ile dikkatleri üzerine çekti.

Seçim istiyordu?

Ama neden?

Çünkü ondan önce konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu sonuçları analiz ederken ?erken seçim ve seçim hükümeti? vurgusu yapmıştı.

Bahçeli buna istinaden ?seçim? dedi.

Bu ayrıntı ya bilerek veya bilmeyerek gözden kaçtı.

Tüm dikkatler Bahçeli´nin ?seçim? vurgusuna çevrilmeye çalışıldı.

Başarılı da oldu bu çaba?

Fakat ne Bahçeli ne de ekibi bu durumu izah edemedi.

Çünkü ellerinde ne gazete, ne televizyon, ne de internet sitesi var.

Çok amatörler bu konuda?

Çok zayıf kalıyorlar?

Hatırı sayılır yöneticilerine bu duruma bizzat kendim anlattım ve izah ettim.

Ama dediğim gibi ellerinde malzeme ve materyal var iken kullanamadılar, bunu izah edecek mecraları da olmadığı için Bahçeli´nin yakasına ?hayır? yaftası yapıştı kaldı.

Ve seçime böyle gittiler?

Sonuç?

Sonuç işte böyle?

*****

Bakın enteresan bir şey söyleyeceğim?

Bahçeli´nin 7 Haziran gecesi yaptığı çıkış çok kritik bir çıkıştı aslında.

Bu çıkışı sendelemiş olan iktidar gördü.

Bahçeli´nin planı muhtemelen seçim hükümeti kurulacağı için Meclis Başkanlığı´na yönelik olacaktı.

Bunu en sıradan siyasetçi bile bilir.

Saray, bunu görerek devreye hemen Deniz Baykal´ı soktu.

Baykal olmasa idi, Meclis Başkanı Bahçeli´nin önerisi ile Ekmeleddin İhsanoğlu olacak, ortak bir adayla ve rahatlıkla başkanlık alınacaktı.

Sonra?

Sonra komisyonlar kurulacak, bunlar çalıştırılacak, işletilecek ve iktidar ikinci golü yiyecek, sendelemenin üstüne bir tökezleme yaşayarak seçime gidecek ve belki de yıkılacaktı.

Herkes Bahçeli´ye kızıyor da, aslında oyun kurmaya çalıştığını ancak oyunun bozulduğunu göremiyor.

Görüyorsa da söylemiyor, söylüyorsa da duyuracak mecra yok?

Benden fikir istediklerinde ben ?internet siteleriniz bari olsun derken? bunu kastediyordum işte.

Bunu da birileri umarım şimdi daha iyi anlıyordur.

Saray tarafından Bahçeli´nin muhtemel İhsanoğlu kartı görüldü ve Deniz Baykal bertaraf edildi.

Çünkü Baykal, kendisine iktidar tarafından ?başkanlık? verileceğini düşünerek balıklama atladı oltaya.

O böyle yapınca partisi ve partisinin Genel Başkanı da buna itiraz edemedi.

Adaylar ortaya çıkınca Başkanlık seçiminde bile herkesin Bahçeli´ye yüklenmesi sağlandı.

Oyun, tam tersine döndü bir anda?

Ne Bahçeli, ne de Baykal kazanamadı?

Çünkü oyunu, sonradan oyuna dahil edilen Baykal bozmuş oldu!

Bugüne gelirken, aslında Bahçeli´den çok Baykal´ın tartışılması gerekiyordu?

Bilmem anladınız mı?

*****

Eveeet? Bugün neyi tartışıyoruz?

Bu sonuç nereden çıktı?

Bu sonuç tamamen ?Bahçeli?nin eseri.

Bahçeli öyle bir hedefe yerleştirildi ki, herkes ona ateş etti.

Ve herkes de hedefi tam da arzu edildiği gibi 12´den vurdu.

Başkanlık tartışmalı geçti.

Koalisyonlar kurulamadı?

Terör aldı başını gitti!

Kriz hissi uyandıran gelişmeler oldu.

Borsaydı, dolardı, altındı falan, oynamalar?

Seçimden önce böyle olacağını yazmıştım.

Ve gele gele geldik, ?istikrar? vurgusuna.

Bizim seçmen zaten dolar ve borsa gibi?

Buluttan nem kapıp etkileniyor.

?Vur? dediler ?Bahçeli?yi vurdular.

?Ver? dediler ?HDP?ye vurdular?

?Saadet´e vur?, ?BBP´ye vur? dediler, vurdular.

Bütün bunlarla bile AK Parti´nin yüzde 42.5 olacağı hesaplanıyordu, AK Parti´yi bile şaşırtan seçmen adeta nefes almak için tekrar AK Parti´ye sarıldı.

*****

Hani anket şirketleri özür diliyor ya, laf olsun diye söylemiyor ya da yazmıyorum, vallahi boşuna özür diliyorlar.

Hiçbir kusurları yok?

Bütün bunların sebebi Bahçeli ile Deniz Baykal?

O da anlayana?

Bilmiyorum tabii seçmen anlar mı anlamaz mı?

Orası muamma?

Tabii suçlu ?onlar? derken, aslında asıl suçlu onların bu fikrini, tezini, öngörüsünü, kurgusunu anlatamayanlardır.

Sonuç aslında ?onlar?ın eseridir.

Günah keçisi olmuştur Bahçeli ve artık bundan da ne yazık ki zor kurtulur.

*****

Ben Seyit Ahmet Göçer´in seçilememesine üzüldüm.

Kısa sürdü vekilliği?

Hasan Biçer´in parlak bir iki aylık siyasi dönem yaşamış olmasına sevindim.

Çünkü kendini izah etti, bir daha aday olursa hem tecrübesi olacak ve hem de söyleyecek daha fazla sözü olacaktır diye düşünüyorum.

*****

Gelelim AK Parti listesine?

Seçimden aylar önce, henüz listeler açıklanmamışken, AK Parti Genel Merkezi´nin de yazılarımı takip ettiğini bildiğim için bir liste sunmuş ve demiştim ki, ?AK Parti sen Kırıkkale´de seçim kazanmak istiyorsan Ramazan Can, Abdullah Öztürk ve Mehmet Demir´li bir liste hazırlayacaksın. Şehrin dinamikleri diyorsun ya, bu şehirde bu isimler şehrin dinamikleridir, seni dinamit gibi patlatır??

Aynen de böyle yaptılar ve tecrübeli Ramazan Can, çok sevilen Abdullah Öztürk, bu işlerin tartışmasız organizatörü olan Mehmet Demir ile 3-0´ı tekrar yakaladılar.

3-0 olmayabilirdi bakın?

180 oy ile bunu başardılar.

Hani yukarıda bahsettim, Bahçeli etkisi falan tamam da, Demir, organizatörlüğünü konuşturdu ve yapacağını yaptı.

Detayları çok bunun, girmiyorum.

Yani Kırıkkale özelinde bu sonuçta Demir´in etkisi büyük?

*****

Hile olmadığına göre, seçmen muhalefete şans verip de bunu değerlendirmeme lüksünü cezalandırdı.

Vaziyeti gören seçmenin o olağanüstü kararına göre çıktı bu durum ortaya.

Saygı duymak gerekiyor, ki öyle yapıyoruz.

Üç ismi de yakından tanıyorum.

Ne sağcısı ne solcusu, ne A partilisi ne B partilisi, kimseyi ayırt etmezler merak etmeyin, kim giderse işini de yaparlar.

Tanıdıklar, içimizden birileridir onlar?

Samimidirler?

Bunları laf olsun diye de yazmıyorum bakın, AK Parti bir yana (sevmeyebilirsiniz, oy vermemiş olabilirsiniz) onlar bir yana.

İşiniz düşünce onlara bunu anlarsınız.

Hayırlı olsun, hayırlısı olsun.

Yeni bir dönem başladı, bu yeni dönemde siz bu iktidar imkanlarından nasıl yararlanırsınız ona bakın.

Muhalefet de aynaya geçip kendine baksın, şöyle bi?

Hayırlısı olsun?