Koltuklar mı büyütür insanı,
İnsan mı büyütür oturduğu koltuğu!?
Tavuk mu yumurtadan çıkar,
Yumurta mı tavuktan misali…
Devletin bahşettiği,
Milletin olur verdiği,
Bazı koltuklar bazı insanlara büyük gelir…
Hacmi yetmez,
Dolduramaz kıçları,
Taşıyamaz yürekleri,
Ağır gelir,
Kaldıramaz kişilikleri…
O nedenledir liyakatin aranması,
O nedenledir eğitimin şartlığı,
Bilginin,
Becerinin,
Karakterin-yeteneğin-yorumun-inisiyatifin aranması o nedenledir…
Yoksa;
Sadece devlette değil,
Nerede nasıl, hangi amaçla konmuş olursa olsun bir kişinin “kıçını” koyacağı koltuk, sadece bir
koltuktan öte değildir.
Ona değeri katan,
Büyüklüğünü-azametini hissettiren, üstüne oturan “kıçın” sahibidir.
Adam diyor ki;
İş adamları kalifiye eleman bulmakta zorluk çekiyor!..
Diyen adam kim?
Tüccarların, iş adamların, fabrikatörlerin kurduğu yasal bir odanın başkanı!..
Kardeşim,
Sana kalifiye adam lazımsa okul yada kurs açmak,
Oralarda istediğin adamı yetiştirmek senin asli görevlerin arasın da değil mi?
O koltuk niye var,
Niçin ve ne uğruna taşımak zorunda var olan koltuk senin kıçını?!
Tecrübe yok,
Eğitim yetersiz,
Bilgi sıfır
Ve adam müdür-amir-başkan yada başka bir şey,
Ve
Koltuğun verdiğini sandığı azametle alem-i cihan!..
Halbuki bebe,
Halbuki zavallı,
Halbuki bi çare!..
Nereye oturduğunun farkında bile değil eleman…
Tıpkı;
Birilerinin inayeti, lütfu, icazeti ile oturduğu koltukta burnundan kıl aldırmadığı ile övünürken altından
alınan koltuğa bile bakmadan kaçan tırışka seçilmişler gibi…
Koltuk önemli elbet!..
Ama
Üstüne oturan kıç ve o kıçın sahibi çok daha önemli.
Bu günler istisna!..
Kimi siyasal,
Kimi bölgesel,
Kimi tarikat,
Kimi de başka başka nedenlerle işgaldeler o koltukları…
Kifayetsiz,
Yetersiz,
Kişiliksiz,
Gücü ve azameti koltuktan alan ve nerde niçin oturduğunu bilmeyenler sahiplendiler bazılarını şu
an…
Umarım ve inşallah,
Tıpkı eskiden olduğu gibi hak eden kıçın sahibi, hak ettiği koltuğa oturur yakın zaman da.
Ve böylelikle biz de,
Yumurta tavuk metaforuna atıfta bulunup durmayız!..