Ahmet yeşil


HALKINI SOYAN!..

HALKINI SOYAN!..


Deve dişi gibiydiler dedi eski siyasiler için ak saçlı bilge insan Ümit Nuri Kocaballı!..
Oturaklı,
Zonturluydular…
Güven vardı sözlerine,
Dinlenir,
Kulağa küpe niyetine asılırdı.
Cenaze bilir,
Hasta bilir,
Nişan bilir-düğün bilir,
Büyük bilir-küçük bilir,
Hatır bilir-gönül bilirlerdi.
Paylaşımcıydılar!..
Çoğunun zenginliği ya anadan ya babadan,
Veya
Yılların emeği ile dişin-tırnaktı helalinden…
Fakire verdiler,
Fukaraya verdiler,
Gurebaya kol kanat gerip helal kazançtan,
Bir gün olsun yüksünmediler.
Ar’lı,
İtibarlıydılar o nedenle,
O nedenle sözlerinin üzerine söz söylenmedi hiç bir toplulukta.
Utanır,
Utandırmazlardı.
Küçümsemez-aşağılamaz-hafif görmez, itelemez, ötelemezlerdi kimseyi…
Para kazanma aracı olmadı hiç birine siyaset.

Bilakis:
Aha Fikri bey!..
Rahmetli Fikri Pehlivanlı bölgenin yarısı baba malıyken verdi de verdi köylüye.
Mustafa Keskin isteyene ev’lik arsa,
Mustafa Battaloğlu yedi köyün kefaletini taşıdı bankalarda.
Ağabey Pehlivanlı üç dönem belediye başkanlığı yapıp kirada oturanken,
Selim Özer evini satıp kiracı oldu memlekette.
Osman Ceran,
Hazım Kutay,
Yaşar Ceyhan,
Ata Dönmez,
Ali Uzel,
Aklıma gelmeyen ama gerek belediye başkanı, gerek belediye encümen üyesi, gerek il genel, gerekse
milletvekili olarak bu memlekete hizmet eden daha niceleri öz kazançtan verdiler,
Baba malından verdiler,
Ata malını yediler,
Yoksullaştılar,
Lakin;
Ne yetimin malına dokundular,
Ne garibi ezdiler,
Nede siyaseti zenginleşme
Yada
İtibar edinme aracı gördüler.
Ve köprünün altından az zamanda çok yüksek debili sular aktı
Ve
Günümüz!..
Dünün çulsuz-çaputsuz, haysiyetsiz, itibarsız, kişiliksiz, ahlaksızları için siyaset zenginleşme aracı,
şükür!..

İktidar kayığına binen,
Kayığın kıyısından tutunmayı başarabilen kim varsa zengin, kim varsa itibarlı paraya endeksli,
Hal böyle olunca da, topluma ayna olmuş “Ar namus Kiristos” menşeili sözde siyasetçiler türedi
yani!..
Yine aha!;
Kooosskoca il’in ilçeleri ile birlikte her tarafından esnafını dolandıran belediye meclis üyeleri
dedikodusu,
Halkını soyan belediye başkanı fısıltısı,
Sırf fatura keserek Karun’laşan dünün çulsuz sözde esnafı,
Baba malına yapmadığı eziyeti devlet malına yapan il genel meclis üyesi, yancıları-adamları-
akrabaları-oğulları-damatları-dünürleri-yeğenleri, kimleri kimleri!..
Ve
Tüm olanları uzayda oluyormuşçasına seyreden devletin asli görevlileri ve sahipleri deyip bitirdi yol
sohbetini o güzel gönüllü güzel bilge…
Dedim ona;
Senin anlatımlarını benim bildiklerimle harmanlaştırırsak abi, o adamlara “deve dişi” demek
haksızlıktır, yazıktır günahtır…
Fil dişi onlar fil dişi!..