Ahmet yeşil


BAHACAAZZ!..

BAHACAAZZ!..


Dürüst başkan,
Dürüst başkan diye diye bu güne kadar getirdi Mehmet Saygılı kendini.
Helal olsun adama!..
Gerçi,
Kırk gün üst üste tekrarladığın yapışırmış insanın üstüne misali,
Seçildiği günden itibaren etrafı ve avaneleri tarafından sürekli tekrarlandığı için bu söz
Ve
Kalkmadığı için oturduğu o koltuktan,
Hesap sorulabilir bir incelemeye tabi tutulmadığı için,
Ve
İçerden herhangi bir şeyin sızmasına izin verilmediği için bu güne kadar,
Bizde öyle sandık, sanıyoruz hep,
Ama
Olsun!..
Ağır ağır konuşmaya başladı yanında yakınında bulunanlar…
Hele biri var ki daha düne kadar yoluna revan olup, ölebileceğini söyleyen,
Sorun bakalım diyor ona;
“Daha dün eniştesinin mağazasında asgari ücretin az üstünde maaşla mağaza müdürlüğü yapan bir
adam, anasından babasından kalmadığı halde Ankara SANTRA projesinden ultra lüks daireye nasıl
sahip olur, nasıl ve hangi parayla dayayıp döşer” diye…
Sadece bu mu?
Şimdilik bu,
Gerisi diğer yakın arkadaşların konuşması
Ve
Hesapların, defteri kebirin incelemesi ile ortaya çıkacaktır inşallah...
Boyabatlı Turan Kayanın yeğeninin dediği gibi;
kim dürüst,
Kim çalışkan,

Kim beytül mala el değmemiş,
Kim el değmedi ise neresini değmiş,
CHP’li Ahmet Önal makama oturunca bahacaazzz!..
Ki,
Ahmet Önal benim bildiğim Ahmet Önal’sa, son yirmi yılın son on yılı bu adamın sorumluluğunda
tükenen beytül malın amacına uygun,
Kanun ve nizam içinde “halel” gelmeden nasıl harcandığına bakar,
Yenen-içilen varsa,
Adamın bağırsağına kadar röntgenini çeker, yenileni en kalın bağırsağından, içileni en ince
bağırsağından kolunu sokup ağzından çekip çıkarır yeminle…
Bahacaaazz!..
Kendi kendine kırk günü geçtim on yıldır söylediği gibi dürüst mü aga,
Yoksa,
Turgut Altınok gibi babasından kalan daireleri neyim var mı ülkenin orasın da burasında,
Göreeceeezzz!
Hem de pek yakında,
İnşallah!..