Ahmet yeşil


HARAPTAR YAHŞİHAN!..

HARAPTAR YAHŞİHAN!..


Yüz elli çinik ekini tohumluk olarak ayırıyor Züğürt ağa…
Üç yüz çinik marabanın hakkı,
Elli çinik hayvanların yiyeceği,
Borçlar için beş yüz çinik,
Kalanı haneye gelir yazılıyor..!
Ve ertesi gece yarısı bu paylaşımı beğenmeyen Kekeç Salman, ayarttığı marabalarla birlikte depoyu
soyup, sırra kadem basıyor!..
Ve sonuçta tüm iyi niyetine rağmen borçlarını ödeyemeyen Züğürt ağa (usta oyuncu Şener Şen)
sahibi olduğu HARAPTAR köyünü satılığa çıkarıyor...
Yukarda anlattığım,
Hepimizin bildiği Türk sinema tarihi klasikleri arasında yerini alan ve baş rolünü Şener Şen’nin
üstlendiği “ZÜĞÜRT AĞA” filminin senaryosundan birkaç kesit.
Ancak,
Dünkü basın toplantısında Yahşihan ilçemizin yeni seçilen belediye başkanı Ahmet Sungur’un anlattığı
ne sinema senaryosu, nede o senaryonun içinde geçmiş olan birkaç masum sahne veya kesit.
Anlatılan doğru ise; (ki bir çoğunun belgesi ve şahitleri yanındaydı Ahmet Sungur’un!)
Yahşihan ilçemizin akıbeti, “Haraptar köyünden” farklı olmayacak yakında.
Üstüne icra temliği konmayan ne bir okul kalmış,
Ne bir arsa kalmış,
Ne araç,
Ne araba,
Ne alet-ne edevat,
Ne EDS geliri,
Su geliri-emlak geliri-iller bankası geliri kalmış,
Yahu,
Geçtim başkanın makam odasının masasını-koltuğunu-sehpasını,
Misafirlerin oturacağı sandalyenin bile üstünde haciz varmış!..
Şeytanın aklına gelmeyen katakulliler,

Mahsuplaşmalar,
Hibe edilen makam aracının üçüncü şahıs üzerinden geri belediyeye kiralanması,
Hayali yapılan işin gerçek faturası,
İmar verilen çok katlı binalardan bazı dairelerin kendilerine tapulanmaları,
Dağ başındaki arazilerin hokus-pokusla merkeze getirilmesi,
Kayıp arsalar,
Ulufe gibi dağıtılan paralar,
Çar-çur edilen araziler!...
Ve
Günün sonunda imza sahiplerinin birbirine şantajı,
Tehditi,
Ve el değiştiren daireler arsalar, vesaire vesaire!..
Anam anam anam mı desem,
Breh breh breh breh mi desem bilemedim yeminle.
Anlatılanların yarısı bile doğru olsa, ki tamamının doğru olduğuna inanıyorum,
Vah ki benim yurduma-vatanıma vah ki ne vah!..
Sahipsiziz arkadaş,
Denetimsiziz,
Cezasızız,
Dolayısı ile hem utanmaz hem de ahlaksız olduk!..
Beytül mala resmen çökülüyor,
Ulufe edilip dağıtılıyor ve bu devletin ayakta kalmasından sorumlu hiçbir yetkili bu işe dur deyip
üçünü beşini kulağından tutup duvara çivilemiyor, çöktüğünü burnunun ağzının deliğinden
getirmiyor!..
Olacak şey değil!..
Otuz yıldır ilk defa böyle bir basın toplantısına katıldım gazeteci olarak, ilk defa duydum ayrıntılı
olarak tanıdığım, bir çoğu sonradan ne şekilde zenginleştiğine akıl sır erdiremediğim adamların
hokkabazlıklarını..!
Şekerim yükseldi dinlerken,

Beynim uğuldadı,
Tansiyonum çıktı.
Hani,
Alışkınız halef selef kim varsa bir biri ardından olur olmadık şeylerin söylenmesine
Yada
Söylediklerine,
Lakin;
Böyle şeyleri de ilk defa duyduk.
İsim isim,
Kalem kalem üstelik.
Bakıp göreceğiz sonucu,
Bu devletin,
Bu milletin sahibi var mı yok mu?
Bekliyoruz!..